Yeşil Yol - Paralel Zurna Evreni
Cezaevindeki en ağır görevde yine kendisine aitti. Cezaevinde bulunan tüm suçluları vakitleri geldiklerinde infaz ediliyor ve yerine yeni hasta ruhlu insanlar geliyordu. Bu durum geceleri rüyalarına kabus gibi giriyor olsa da güzeller güzeli karısıyla yaşadıkları şirin köşkte hayatın zorluklarına göğüs geriyordu.
Mevsimlerden bahardı ve cezaevine yeni düşen şahıs Serkan Şafak isimli katildi. İri yarı gövdesi ve simsiyah yılan gibi derisiyle etrafına korku salıyordu. Bu iri adam, bir iddia uğruna çocukluk arkadaşı Sarpere zurna saplayarak, onun hayatına kıymıştı.
Kimse bu koca adama bulaşmak istemezdi. Cezaevinde önlem olarak tüm zurnalar toplatılmış ve kilitli bir odaya kapatılmıştı. Serkan ise gardiyanlar ile arasını iyi tutmaya çalışıyor onlara sürekli olarak; "patron zurna dürüm yemek ister misin?" diye ikramlarda bulunuyordu.
Gardiyan amiri ise titrek bakışlı Hayri Cund du. Devriye görevi sırasında sürekli wc'ye gider. idrar yolunda iltihaplanma olduğunu öne sürerken mesai saatleri içinde sürekli 31 çekerdi. Tüm personel onun bu huyunu bilmesine rağmen göz yummak zorunda kalırlardı.
Serkanın hemen yan koğuşunda ise doruk isminde oğlancı bir herif bulunmaktaydı. kendisi azgındı ve cinsiyet gözetmeksizin herkesin kasesini avuçlamayı huy edinmişti.
İlk hedefinde ise cezaevine yeni atanmış maviş gözlü, yeni yetme gardiyan olan Ünsal vardı. Hırslıydı ve idealleri vardı aynı zamanda azılı bir kominist aşığıydı. Giysi odasındaki dolabında Stalinin boydan fotoğrafı vardı, her gün ona bakarak sivil kıyafetlerini soyunur, gardiyan üniformasını giyerdi.
Amiri hayriye kendisini ispate etmek için mahkumlara sürekli eziyet eder. buranın lideri olduğunu ispat etmeye çalışırdı. Koğuşları teftiş ettiği bir gün doruğun odasından sesler duydu. yaklaştığında duvara kazıdığı stalin resminin üstüne işediğini görünce kendini kaybedip çılgına döndü. seni kominist düşmanı puşt diyerek elindeki kısa kaucuk cop ile doruğa saldırdı. Doruk yediği cop darbeleri ile kendini yere attı ve krize girerek titremeye başlamıştı.
Toy gardiyanımız ünsal ne yapacağını şaşırıp, telaşla dorukcum iyi misin epilepsi krizin mi tuttu diye söylenmeye başlamıştı. tüm gardiyanlar yemek molasında olduğu için problemi çözmek için bağırınmaya başladı. Yan koğuştaki serkan ona keskin birşey koklat patron dedi.
Acemi gardiyandan terler boşalıyordu etrafında birşeyler arıyor fakat bulamıyordu.
Serkan tekrar seslendi patron çorap yada kilotta olur çok etkilidir dedi. fakat toy gardiyanımız, amirleri yemek molasında diye devriyeye terlikle çıkmıştı ve çorabı yoktu.
Serkan, acele ett patron adam ölecek..
Ünsal pekala dedi. ve pantolonumu çıkarıp kilodunu doruğa uzattı. doruk derin bir iç çekip, kıçın harika kokuyormuş hayatımı kurtardın sana borçlandım dedi. Kilodunu geri istediyse de doruktan alamadı hemen alel acele pantolonunu giyip koğuştan çıktı.
Ünsal gitmeden doruğa bakıp senin infazını kendi ellerimle yapacağım diye tehditler savurdu.
Ertesi gün sıra dışı bir şey oldu ve amir hayri koğuşları gezdiği sırada erekte olup yere çöktü. bu sefer wc ye yetişememişti aletini tutup terler içinde kalmıştı.
serkan, hayriye seslenip yanıma yaklaş patron sana bir bakayım dedi.
hayri durumdan habersiz yanına gidince, serkan bunun malzemeyi bir güzel avuçladı. ikili kendilerinden öylesine geçmişti ki. aldıkları zevkin kıyaslanabilir yanı yoktu. çevredeki tüm gözlere rağmen 20 dk boyunca birbirlerini okşamaya ve inlemeye devam etmişlerdi.
işin sonunda (kendilerine geldiklerinde) iş işten çoktan geçmişti. hemen hayri kapıyı açıp serkanın koğunua girdi bir plan yapmalıydılar.
hayri evliydi ve bu gayce hareketin sebebiyle hem evliliğinden hemde işinden olabilirdi. ve serkanın kerametli biri olduğu yalanının tüm cezaevine yaydılar. tüm cezaevi artık sağlığına kavuşmak için kendini serkanın ellerine bırakıyordu.
tüm olanlar cezaevi müdürü Mahirin de kulağına gitmişti. karısı kanserdi ve çözümü yoktu günden güne ölüyordu. hemen amir hayriyi yanına çağırdı. şu serkan mıdır nedir, bizim karıya şifa olur mu diye sordu. hayri ya yalan söyleyecekti yada işinden olacaktı. elini vicdanına götürdü ve evet dedi.
kendisinde şifa vardır karınızı da bir saate iyi eder. siz getirin bir üflesin dese de mahir işin gizli olmasını istedi. Siz gece olunca serkanı kaçırın benim eve getirin diye tembihledi.
Hayri hiç istemese de bunu yapmak zorunda kaldı. Gece olunca serkanı, mahirin evine getirmişlerdi. mahir karısının başını öptü ve serkana lütfen onu iyileştir o benim her şeyim gibisinden duygusal sözler söyledi ve odadan çıktı.
serkan, müdürün karısını şifa suyuyla bir güzel suladı. yarım saatlik planlanan işlem sabaha kadar devam etmişti.
mahir ise alt odada, hayriye sence güzel karım iyi midir ? iyileşmiş midir çıkıp bakayım mı diye sorular sorarken. hayri ise siz rahat olun müdürüm, serkan işini bilir. bakın karınınız yürüyerek o merdivenlerden inecek demişti.
Öğleden sonra saat:13:40 gibi amir mahirin sabrı tükenince yukarı çıktı. Oda da karısının tek başına baygın bir halde yattığını gördü. Yatağına yaklaştığında ise üzerinde 7 delikli bir zurna gördü.
Zurnayı eline alıp inceledi... Bu 7 delikli zurna neyi işaret ediyor diye düşündüğü sırada karısı yatakta can vererek yaşamını yitirmişti. Zahir çok öfkeliydi ve günlerce alçak serkanı aradı ama bulamadı sonunda alkole başladı , seneler sonra kapısında beliren postacı bir zarf bıraktı, içinde ise AFFET BENİ PATRON yazılıydı.
Yorumlar
Yorum Gönder